Z Dergi Mobil Uygulamasını
ÜCRETSİZ HEMEN İNDİRİN!

Mobil Websitesine Devam Et >>

Kore Pop Müziği: K-Pop
Azra Nihan Eke

Yazı Boyutu: a a a
Okuma Modu

Kore Pop Müziği: K-Pop
Azra Nihan Eke

https://www.zdergisi.istanbul/makale/kore-pop-muzigi-k-pop-421

Pop, rap, R&B, punk, rock, soul gibi müzik türlerini tek çatıda
toplamayı başaran K-Pop sadece müzik olarak ele alınamaz.
Işıltılı sahneleri, dans performansları ve idolleriyle bir kültürden
bahsediyoruz.

Son yıllarda çığ gibi büyüyerek dünyayı etkisi altına alan ve hayran kitlelerini ardından sürükleyen K-Pop, yeni bir güne enerjik başlayabilmek için radyo, youtube trend klipleri, televizyon müzik programları veya sanal müzik playlistlerinde sunulan parçalar arasında çok gözde bu aralar... Zira dünya müziği ile harmanlanan bu tür sanal ortamlarda solo seslerin hakimiyeti karşısında farklı bir tür dinleme ihtiyacı hissediyorsunuz. Burada K-Pop (Korean Pop Music yani Kore Pop Müziği) devreye giriyor ve sizi kendisine çekiyor. Birkaç kişilik müzik grupları tarafından üretilen, farklı ses tonları ile söylenen, içinde Korece ve İngilizce kelimeler barındıran bu müzik; pop, hip hop, EDM, R&B gibi farklı tarzları buluşturan müzikal altyapısı, senkronizasyonun mükemmelliği ve nakarat kısımlarının akılda kalıcılığıyla ihtiyacı olanı dinleyiciye veriyor. Böylece K-Pop’un dayanılmaz cazibesine kapılan müzikseverlerin sayısı günden güne artıyor.

Alışılmış pop müzik anlayışından farklı olan K-Pop, Güney Kore geleneksel melodileri ile Batı’nın R&B, rock, hip hop, caz ve elektro gibi birçok müzik tarzının harmanlanmış hâlidir. K-Pop’un modern yüzünü anlayabilmek için Güney Kore tarihine müracaat etmek gerekiyor. Bu türün tohumları, Güney Kore’nin 20. yüzyılın ilk yarısında Amerikan müziğiyle tanışmasıyla atılıyor. 1945’te Kore Yarımadası, Kuzey Kore ve Güney Kore olarak iki ayrı devlet hâline gelir. Amerika da Güney Kore’de konuşlanmış askerlerini motive etmek amacıyla Marilyn Monroe, Nat King Cole, Louis Armstrong gibi dönemin ünlü performans sanatçılarını Güney Kore’ye gönderir. Böylece Güney Kore, geleneksel pop müziğiyle tanışır. Gerçekleştirilen gösteriler vasıtasıyla bu müzikten etkilenen Koreli sanatçılar, şarkılarında daha ritmik bir ton kullanmaya başlarlar ve farklı türlere yönelirler.

İlk belirgin örnek 1992 yılına aittir. MBC’de yayınlanan bir yarışma programında sonuncu olan Koreli Seo Taiji and Boys grubu, yarışmadan bir süre sonra çıkardığı albümle Kore halkının dikkatini çeker ve böylece günümüzde dinlenmekte olan K-Pop’un temelleri atılır. K-Pop’un ilk jenerasyonu addedilen bu grup; alışılmış tarzın dışında, şarkılarında Korece sözlerin yanında İngilizce kelime ve tabirler kullanarak, ayrıca dans figürleriyle şarkılarına hayat vererek odak noktası olmayı başarır.

ABD’de eğitim gören Lee Soo Man’in 1995’te SM Entertainment adlı şirketi kurmasıyla K-Pop bir endüstri hâline gelir ve ticari önem kazanır. Soo Man, anketler yaparak gençlerin bir müzik grubunda olmasını istedikleri özellikleri ve beklentileri araştırır. Çıkan sonuçlar ışığında ‘göze hitap edebilen,’ ‘güzel ses sahibi,’ ‘iyi dans eden’ yetenekli kişiler bulmak amacıyla Kore’de ve Kore dışında birkaç ülkede seçmeler yapar. Oluşturulan sistem dâhilinde yarışma programı veya seçmeler aracılığıyla şirkete girmesi uygun görülen kişiler, şirket stajyeri olurlar. ‘Yurt’ adı verilen mekanlarda bir arada kalan bu stajyerlere; günde ortalama 16-18 saat dans, vokal, rap ve dil dersleri verilir, ayrıca nasıl hareket etmeleri gerektiği, nasıl giyinmeleri gerektiği öğretilir. Sıkı bir disiplin altında eğitime tâbi tutulan ve ‘idol’ adı verilen bu bireylerin başarısız olma seçenekleri yoktur. Bu sistemin ürünü olan ve K-Pop tarihine damga vuran ilk grup ‘H.O.T’ adını taşır. Beş üyeden oluşan bu grup, 7 Şubat 1996’da çıkış yapar. Aynı zamanda Japonya ve Çin’de de başarı yakalayan ve Hallyu yani ‘Kore Dalgası’nın ilk sanatçıları olan bu grup, ilk K-Pop idol grubu olarak kabul görür ve kendinden sonraki grupların öncüsü olur.

TVXQ ve BEAST ile birlikte sonbahar havasındaki ikinci jenerasyon başlar. TVXQ grubunun albümleri, Kore dışındaki diğer Asya ülkelerinde de milyonlarca satılır. Hıncahınç dolu salonlarda konserler veren grup, K-Pop’un globalleşmesinde büyük rol oynar.

Kendi dönemine olduğu kadar sonraki dönemlere de imzasını atan bir diğer grup Big Bang’dir. 2015 yılında ulaştığı 140 milyonun üzerindeki satış rakamı sebebiyle bu gruba Hollywood Reporter tarafından “Dünya’nın En Büyük Erkek Grubu” unvanı verilir. Kızlarda ise SNSD (Girls Generation) ve Wonder Girls dönemin en büyük gruplarındandır. Wonder Girls daha çok Amerika’da etkinken SNSD tanıtım faaliyetlerini Kore’de sürdürür.

 

K-Pop müzik piyasasının 12 yıl süren durgunluğu; 2013’te çıkardığı ilk albümü “XOXO” ile 1 milyon satış rakamına ulaşarak üçüncü jenerasyonu başlatan EXO adlı grupla sona erer. EXO, 2014’te piyasa sürülen “Overdose” albümü ile Billboard200 listesinde en yüksek girişi yakalayan Kore grubu olur. 2019’da SNSD grubundan Yoona ile birlikte Kore Turizm Elçisi seçilen EXO, Kore turizmini tanıtmak için dünya genelinde yayınlanan reklamlarda da oynamıştır.

K-Pop’un tam anlamıyla globalleşmesi, 2012 yılında PSY adlı sanatçının bütün dünyayı etkisi altına alan “Gangnam Style” şarkısı ile başlar. Gangnam, Güney Kore’nin başkenti Seul’de bir semttir. Şarkıda, şarkıcının ve hayalindeki ideal kişinin nasıl biri olduğu Gangnam’da ‘takılan’ kişilerin gözünden anlatılır. Şarkının bu kadar popüler olmasının en büyük nedenlerinden biri ise sanatçının kendine has dansıdır. Her K-Pop şarkısında/klibinde olduğu gibi şarkının nakarat kısmında akılda kalıcı dans figürleri ve şarkı sözleri yer alır. Bu da şarkının daha fazla insan tarafından taklit edilmesini ve çekilen videolar sayesinde trend hâline gelmesini sağlar.

K-Pop’un dünyaya yayılmasını sağlayan diğer gruplar BTS ve BLACKPINK’tir. 2017’de Amerikan Müzik Ödüllerinde performans gösteren BTS, ününü uluslararası seviyeye taşımış ve çoğu kişinin ilgisini çekmiştir. Mayıs 2018’de BTS’in “Love Yourself: Tear” albümü, Billboard200 listesine birinci sıradan girer. Bu başarı, grubun müzik kariyerini büyük ölçüde etkilemiştir. Geçtiğimiz aylarda düzenlenen 2020 senesi Grammy Müzik Ödüllerinde sahneye ödül almak için çıkan grup, bir kez daha K-Pop tarihinde bir ilke imza atar. BLACKPINK ayrıca, Billboard Hot 100 listesine giren ilk K-Pop kız grubudur. Bu grup, diğer gruplara nazaran daha az sayıda şarkıya sahip olmasına rağmen kendine has dinamik tarzı ve kaliteli bulunan şarkıları ile büyük bir fan kitlesine sahip olmayı başarmıştır.

Pyeongchang 2018 Uluslararası Kış Olimpiyatlarının kapanış töreninde “The Baddest Female” şarkısıyla, muhteşem tarzıyla ve dansıyla herkesi kendine hayran bırakan CL, devamında solo şarkısı olan “Hello Bitches”ten ve kendisinin de bir zamanlar üyesi olduğu ilk jenerasyonun başarılı kız gruplarından 2NE1 grubunun “I am the Best” şarkısından kısa birer bölüm seslendirerek gösterisini tamamlar. Tören, “Ulusun Seçimi” olarak da bilinen grup EXO’nun performansı ile devam eder. Dansıyla herkesi kendine hayran bırakan Kai’nin, Kore’nin geleneksel danslarından birini yapmasıyla başlayan gösteri daha sonra grup üyelerinin, üçüncü jenerasyonu başlatan hit şarkıları “Growl”u ve geçen yıllarda seslendirdikleri “Power” şarkısını sahnelemesiyle sona erer.

K-Pop’un bu kadar süratli biçimde yayılmasının ve hızla globalleşmesinin altında sektördeki sıkı disiplin yatıyor. Ciddi bir eğitimden geçirilen sanatçılar, solo ya da grup olarak debut yani çıkış yapıyorlar. K-Pop müzik endüstrisindeki sanatçılara ‘idol’ deniyor. Oldukça ağır bir hazırlık süreci sonrasında yapılan çıkışın ardından promosyon dönemi başlıyor ve sanatçılar halka tanıtılıyor, programlara çıkıyor, ayrıca reklam anlaşmaları imzalanıyor. Grupların ve sanatçıların fan kitlelerinin özel isimleri var. Onlara bu isimlerle sesleniliyor. Aslında K-Pop şarkılarının bu kadar dinlenmesinin ve fanların bağlı oldukları sanatçıları bu kadar yakından takip etmelerinin sebeplerinden biri de bu... Sanatçılar, fanlarının kendilerini özel hissetmesi için her şeyi yapıyorlar, anılarını paylaşıyorlar, onlar için şarkılar yazıyorlar. Her grubun ve sanatçının kendine özel renkleri de oluyor. Lightstick denilen özel tasarımlı renkli çubukları kullanan fan kitleleri, konserlerde ve fan buluşmalarında ışık okyanusları oluşturarak takip ettikleri sanatçılara destek veriyorlar. Fandom adı verilen bu fan kitleleri, tabir yerindeyse gruplarıyla bir bütün oluşturuyorlar.

Sanatçılar çıkışları ve ondan sonra comeback adı verilen geri dönüşlerinde çıkardıkları şarkılar için K-Pop deyince çoğu kişiyi adeta büyüleyen birbirinden kaliteli klipler çekiyorlar. Her bir klibin farklı bir hikayesi var; hatta bazen yeni bir klip, diğerinin devamı şeklinde olabiliyor. Klipler yayınlanmadan önce şarkıların teaserları çıkıyor. Bu da fan kitlelerinin gruplara olan bağlılığını artıyor, zira fanlar bu teaserlar üzerinden klip hakkında teoriler üretmeye başlıyorlar.

K-Pop dünyasında grup ve fandom arasındaki iletişimin yüksek düzeyde olması, fanların gruplarına olan bağlılığı, K-Pop gruplarının ve idollerin, politik, ekonomik, kültürel faaliyetlerde boy göstermelerine yol açıyor. Hatta dünya genelinde piyasa sahibi olan ünlü Güney Kore markaları, reklam yüzü olarak idol ve gruplarla anlaşıyor, bu sayede ürün satışlarını arttırırlarken K-Pop’un globalleşmesinde de rol oynuyorlar. Ayrıca K-Drama yani Kore dizi ve filmlerinin yayınlandığı ülkelerde K-Pop’un daha hızlı bir biçimde yayıldığı biliniyor.