Z Dergi Mobil Uygulamasını
ÜCRETSİZ HEMEN İNDİRİN!

Mobil Websitesine Devam Et >>

Gül Açan Şiirler
Mehmet Bilgin Arşivi

Fotoğraflar: Mustafa Yılmaz

Yazı Boyutu: a a a
Okuma Modu

Gül Açan Şiirler
Mehmet Bilgin Arşivi

https://www.zdergisi.istanbul/makale/gul-acan-siirler-57

Berg-i gülle andelîbi zârı tekfîn ettiler, Bir Gülistan beytini üstüne telkîn ettiler.
—İzzet Mola

Hakikat arayışı aynı zamanda güzellik arayışıdır. Çünkü hakikat, güzellik olarak da tanımlanagelmiştir. Güzellik ve hakikat, görmek ve bilmek isteyenler için, kendisini somut ve soyut olarak gösterme konusunda cömert davranmıştır. Gül; güzellik ve zerafetini gösterirken, aynı zamanda insanlık tarihi boyunca hakikat için ilham olan sembollerin handiyse başında gelir. Ana toprak gülle gülümser göğe, yere, görebilene ve tüm analık ettiklerine. Renkten renge girerek renklere can kattığı gibi kokusuyla da coşkusunu katar hayata. Tüm kültürlerde öylesine bir yeri vardır ki, gonca hali, sereserpe açılışı ve soluşu hayata dair bilgelikleri besler. Bu yüzden güle uğramayan bir gülümseme hiç görülmemiştir.

Osmanlı’nın kültür ve sanat hayatında çinilerde duvar resimlerinde, seramiklerde, tezhibde, minyatürde kitap ciltlerinde hatta taş oymacılığı ve mezar taşı süslemelerinde de türlü halleriyle yer alan gül elbette kendine şiirler içinde de açacak bir yer bulmuş, güzelliğini ve kokusunu şiirlere de taşımıştır. Her harfinden gül kokusu gelen bazı beyitleri buraya koyuyoruz ki bu kokunun peşine gidecek olanlara mihmandarlık etsinler.

Gül gülse dâim ağlasa bülbül acep değil, Zira kimine ağla demişler kimine gül.
—Bâkî
Gül gül dedi bülbül güle gül gülmedi gitti, Bülbül güle gül bülbüle yâr olmadı gitti.
—Lâedri
Senden bilirim yok bana bir fâide ey gül, Gül yağını eller sürünür çatlasa bülbül, Etsem de abestir sitem-i hâre tahammül
Gül yağını eller sürünür çatlasa bülbül.
—Osman Nevres